Jeofizik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jeofizik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mayıs 2013 Cuma

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu için 3 bildiri özeti

3 bildiri özeti

İş Yerlerindeki İş Kazalarına Karşı
Alınacak Önlemlerde Yürütülemeyen Psikolojik Boyut ve
Sosyal Psikoloji Açısından Eleştirel Bir Bakış

A. Cumhur Kocalar
Cumhuriyet Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama, Sivas

Özet

İnşaat sektöründe; çalışan vasıfsız ve eğitimsiz işçileri etkileyen unsurlardan hareketle, ayrıca riskli iş kalemlerinin varlığı dikkate alınarak ve proje çeşitliliğine bağlı olarak, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemsenmesi gereken bir sektör olmasına karşın, ihmalin büyüklüğü gerek boyutları gerekse sonuçları ile ortadadır. Yılda yaklaşık 350 işçinin yaşamını yitirdiği bu sektörde, toplam ölümlü kazalardaki payın yanı sıra, sürekli iş göremezlikle sonuçlanan kazalarda da madencilik iş koluyla ilk sırada yer almasından ötürü; iş kazalarına karşı alınan önlemlerin yürütülemediği de gayet açıktır. Üstelik bir de bu istatistiklere meslek hastalıkları da eklenirse, bu durum bir felaket göstergesi halini almaktadır.

İşte bu çalışma da önlemlerin işletilemeyişinin sosyal psikolojik boyutlarına genel ve güncel bir çerçeveden, örneğin mobing (psikolojik taciz ve yıldırma) açısından eleştirel bir bakışla yaklaşılmaktadır. Sektörün farklı kademelerindeki çalışanları olan; işverenler, mühendisler, müteahhitlerin de büyük çoğunluğunun, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna, basit kişisel koruyucularla sınırlı bakış açısına sahip oluşundan da anlaşılacağı gibi, konuya yaklaşım, algılama ve farkındalık anlamında diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, oldukça düşük bir düzeyde kalmakta ve açıkça karşımızda duran çarpıcı derecede büyük riskler barındırmaktadır. 

Ne yazık ki, ülkemizde endüstriyel psikoloji alanında, sosyo-kültürel yapının, özellikle dikkate alındığı bilimsel çalışmaların, gerek sayıca azlığı, gerekse kapsam açısından kazaları önleyici davranışların pekiştirilmesinde, yeterli sonuçlara henüz kavuşamamış olması da oldukça üzücüdür.

Tüm çalışanların iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı alınacak önlemleri, seçkinci birer bireysel davranış biçimine getirecek şekilde benimsemesi gerekmektedir. Bilimsel olarak yapılan çalışmaların da, şantiyelere yansıtılması ayrıca önemli olmaktadır. Öte yandan ülkemizde, iş güvenliği planlarının tam anlamıyla yapılmıyor olması da, ayrı bir olumsuz etkendir. Bu yüzden, iş kazalarının sayısını ve şiddetini artıran, tüm bu davranış şekillerinin, psiko-sosyal açıdan sürekli yeniden incelenmeye değer olduğu düşünülmektedir. O yüzden bu çalışma kısmen, disiplinler arası bir çağrı niteliği de taşımaktadır.

Diğer yandan çalışanları  etkileyen ekonomik faktörlerden yaşam şartlarına kadi ar pek çok yetersiz koşulların olması da, sağlık sorunlarını ortaya çıkarmaktadır. Bu konuda da; tüm çalışanlar (işverenler, mühendisler, müteahhitler ve işçiler) sorumluluklarını yeteri kadar üstlenip, yerine getirmemektedir. Hatta sosyal psikoloji bile öyle bir hal alamaktadır ki; pasf intihar niteliği taşıyan eyilimleri andırır ihmaller söz konusu olduğu görülmektedir.

Temel bir insan hakkı olarak; işçi sağlığı ve iş güvenliğine yaklaşım biçimlerinden oluşan iş kazalarının nedenleri, psiko-sosyal açıdan sürekli incelenerek, alınması gereken önlemlerin, bu konuda yapılan güncel bilimsel çalışmalar eşliğinde, uygulamalardan örnekler ile bu alandaki bilgi ve bilinç düzeyini artırmak suretiyle; sürekli daha iyileştirici önlemlere yönelerek, bunları tartışmakla ve pekiştirici davranışlar olarak eyleme dönüştürülebildikçe, daha verimli bir ortama kavuşulacağı düşülmektedir.

Anahtar Kelimeler: İşçi Sağlığı, İş Güvenliği, İnşaat Sektörü, İş kazalarının psiko-sosyal sebepleri, Endüstriyel psikoloji, Sosyal psikoloji, Mobbing, Kazalara karşı alınan önlemler, Kişisel koruyucular, Meslek hastalıkları, Tehlikeli iş kolları, Psiko-somatik rahatsızlıklar, Zehirli maddeler, Teşhis-Tedavi, Halk sağlığı, Toksikoloji, Tıbbi Antropoloji, Tıbbi Jeoloji.

---

Yer bilimleri Mühendisliğindeki (Jeoloji, Jeofizik, Maden, Geoteknik) (Sondaj, Araştırma Kuyusu, Kazı vb) İşlerde Alınacak Güvenlik Tedbirleri ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine Yeni Yaklaşımlar

Aziz Cumhur KOCALAR 

Özet

Mühendislik sektörlerinde, özellikle de yer/zemin bilimlerine özgü olanlarda; çalışan vasıfsız ve eğitimsiz işçileri etkileyen unsurlardan hareketle, ayrıca riskli iş kalemlerinin varlığı dikkate alınarak ve proje çeşitliliğine bağlı olarak, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemsenmesi gereken bir sektör olmasına karşın, ihmalin büyüklüğü gerek boyutları gerekse sonuçları ile ortadadır. Yılda gerek kaza sıklığı ve yoğunluğu açısından, gerekse ölümlü kazalardaki payın fazla olmasının yanı sıra, sürekli iş göremezlikle sonuçlanan kazalarda da mühendislik iş kollarının, ilk sıralarda yer almasından ötürü; iş kazalarına karşı alınan önlemlerin de, etkin bir şekilde yürütülemediği gayet açıktır. Üstelik bir de bu istatistiklere meslek hastalıkları da eklendiğinde, durum bir felaket göstergesi halini almaktadır.

İşte bu çalışma da önlemlerin işletilemeyişinden öte; farklı mühendislik boyutlarında genel ve üstelik güncel bir çerçeveden, oldukça eleştirel-yapıcı bir bakışla konuya yaklaşılmaktadır. Sektörün farklı kademelerindeki çalışanları olan; işverenler, mühendisler, müteahhitlerin de büyük çoğunluğunun, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna, basit kişisel koruyucularla sınırlı bakış açısına sahip oluşu üzücüdür. Konuya bu tür bir yaklaşım, algılama ve farkındalık anlamında diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, çarpıcı derecede büyük riskler barındıran bu konuyu disiplinlerarası artan bir ilgiye muhtaç kılar.

Ülkemizde sosyo-kültürel yapının, özellikle dikkate alındığı bilimsel çalışmaların, gerek sayıca azlığı, gerekse kapsam açısından kazaları önleyici davranışların pekiştirilmesinde, yeterli somut sonuçlara ulaşamamış olması da ayrıca şaşırtıcıdır.

Tüm bunların yanında çalışanların ise iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı alınacak önlemleri, açıkça benimsemesi şarttır. Bilimsel olarak yapılan çalışmaların da, kazı ve sondaj alanlarına yansıtılması da ayrıca önemli olmaktadır.

Öte yandan ülkemizde, iş güvenliği planlarının tam anlamıyla yapılmıyor olması da, ayrı bir olumsuz etkendir. Bu yüzden, iş kazalarının sayısını ve şiddetini artıran, tüm bu davranış şekillerinin, farklı açılardan sürekli yeniden incelenmeye değer olduğu düşünülmektedir. O yüzden bu çalışma kısmen, disiplinler arası (mühendislikler, tıp, temel bilimler) ilgi alanlarına sahip olanlara da bir çağrı niteliği de taşımaktadır.

Konuyu biraz daha da odaklayarak somutlayacak olursak; çalışanları  etkileyen ekonomik faktörlerden yaşam şartlarına kadar pek çok yetersiz koşulların olması da, ciddi sağlık sorunlarını ortaya çıkarmaktadır. Bu konuda da; tüm çalışanlar (işverenler, mühendisler, müteahhitler ve işçiler) ne yazık ki, sorumluluklarını yeteri kadar üstlenip, yerine getirmemektedir.

Temel bir insan hakkı olarak; İşçi sağlığı ve iş güvenliğine yaklaşım biçimlerinden oluşan iş kazalarının nedenleri, psiko-sosyal açıdan sürekli incelenerek, alınması gereken önlemlerin, bu konuda yapılan güncel bilimsel çalışmalar eşliğinde, uygulamalardan örnekler ile bu alandaki bilgi ve bilinç düzeyini artırmak suretiyle; ayrıca sürekli daha iyileştirici önlemlere yönelerek, bunları tartışmakla ve pekiştirici davranışlar olarak eyleme koymakla, daha verimli bir ortama kavuşulacağı düşülmektedir.

Anahtar kelimeler: İş kazalarının sebepleri, Kazalara karşı alınan önlemler, Kişisel koruyucular, İşçi sağlığı, İş güvenliği, Yer bilimleri,  Jeoloji mühendisliği, Jeofizik mühendisliği, Maden mühendisliği, Geoteknik mühendisliği, İş güvenliği uzmanı, Meslek hastalıkları, Tehlikeli iş kolları, Tıp, Temel bilimler, Psiko-somatik rahatsızlıklar, Zehirli maddeler, Teşhis-Tedavi, Toksikoloji, Tıbbi Antropoloji.

---

İnşaat Sektörü ve Yapı Denetiminde İşçi Sağlığı ile İş Güvenliği
Aziz Cumhur KOCALAR 

Özet

İleri teknolojiye sahip binalar pek çok disiplini ilgilendiren bir uygulama alanı olarak karşımızda olduğu kadar bu çalışmanın çıkış noktası ve amacı açısından da; özellikle bina, ayrıca baraj, yol, köprü vb. inşaat projelerinin de mimari ve mühendislik açısından tasarım, yapım, denetim ve yönetim süreçlerine paralel, hızlı ve kaliteli bir tarzda yürütülebilecek; işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik sorgusal bir süreç denetiminin, mevcut düzene uygun yenilikçi olanaklarının araştırılmasıdır. Böyle bir yaklaşımı geliştirmekteki ana amaç öncelikle; iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi ya da en azından zamanla sayısının ve kayıpların, ayrıca uğranılan zararların daha da azaltılmasının sağlanmasıdır. 

Sektörde iş kazalarını etkileyen pek çok unsur (çalışan vasıfsız ve eğitimsiz işçiler vb gibi) söz konusudur. Ayrıca sektördeki riskli iş kalemlerinin varlığı da dikkate alındığında ve proje çeşitliliği ile orantılı olarak, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin çok daha fazla önemsenmesi şarttır. Böyle olmasına karşın, ihmalin büyüklüğü de apaçık ortadadır. (Bu sektörde yılda yaklaşık 350 işçi yaşamını yitiririken, toplam ölümlü kazalardaki payı ve sürekli iş göremezlikle sonuçlanan kazalarda da madencilik iş koluyla ilk sırada yer alması dikkat çekicidir.) Tüm bunlardan ötürü; iş kazalarına karşı alınan önlemlerin de yürütülemediği gayet açıktır. Bir de bu istatistiklere meslek hastalıkları da eklendiğinde, durum çoktan bir felaket göstergesi halini almaktadır. Kazaları alınacak tedbirlerle önceden önlemek çok daha anlamlı iken, çalışanların eyilimleri, meslek hastalarını.

İşte bu çalışma da önlemlerin yütülemeyişinin pek çok farklı boyutlarına yer verilecektir. Yasal-yönetsel çerçeveye getirilen yeni düzenlemelerin yaklaşım biçimlerine ve bazı maddelerdeki istisnalara özellikle önem verilmiştir. Hem genel ve hem de güncel bir çerçeveden, oldukça eleştirel bir yaklaşımla konu ele alınmıştır. Sektörün farklı kademelerindeki çalışanları olan; işverenler, mühendisler, müteahhitlerin de büyük çoğunluğunun, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna, basit kişisel koruyucularla sınırlı bakış açısına sahip oluşundan da anlaşılacağı gibi, konuya yaklaşım; algılama ve farkındalık anlamında, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, oldukça düşük bir düzeyde kalmakta ve açıkça karşımızda sürekli duran çarpıcı derecede büyük riskler barındırmaktadır.

Ülkemizde yapı denetimi alanında da, ne yazık ki, sosyo-kültürel yapının, özellikle dikkate alındığı bilimsel çalışmaların, gerek sayıca azlığı, gerekse kapsam açısından kazaları önleyici davranışların pekiştirilmesinde, yeterli sonuçlara henüz kavuşulamamış olması da oldukça üzücüdür. Sektörün tüm çalışanlarının iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı alınacak önlemleri peşinen benimsemesi gerekmektedir. Bilimsel olarak yapılan çalışmaların da, şantiyelere yansıtılması ayrıca önemli olmaktadır.

Öte yandan ülkemizde, yapı denetiminin ve iş güvenliği planlarının tam anlamıyla yapılmıyor olması da, ayrı bir olumsuz etkendir. Bu yüzden, iş kazalarının sayısını ve şiddetini artıran, tüm bu davranış şekillerinin, farklı boyutlardan sürekli yeniden incelenmeye değer olduğu düşünülmektedir. O yüzden bu çalışma kısmen; bina zemini ve yapı ile ilişkili tüm disiplinlere bir çağrı niteliği de taşımaktadır.

Aynı zamanda çalışanları  etkileyen ekonomik faktörlerden yaşam şartlarına kadar pek çok yetersiz koşulların olması da, sağlık sorunlarını ortaya çıkarmaktadır. Bu konuda da; tüm çalışanlar (işverenler, mühendisler, müteahhitler ve işçiler) sorumluluklarını yeteri kadar üstlenip, yerine getirmemektedir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği temel bir insan hakkı olarak değerlendirilmelidir. Yaklaşım biçimlerinden oluşan iş kazalarının nedenleri, pek çok açıdan sürekli incelenerek, alınması gereken önlemlerin, bu konuda yapılan güncel bilimsel çalışmalar eşliğinde, uygulamalardan örnekler ile bu alandaki bilgi ve bilinç düzeyini artırmak suretiyle ayrıca sürekli daha iyileştirici önlemlere yönelerek, bunları tartışmakla ve pekiştirici davranışlar olarak eyleme dönüştürümekle, daha verimli bir ortama kavuşulacağı düşülmektedir.

Anahtar kelimeler: İnşaat sektörü, İş kazalarının sebepleri, İş güvenliği uzmanlarının rolü, Kazalara karşı alınan önlemler, Kişisel koruyucular, Asbest, Bitümlü malzemeler, Meslek hastalıkları, İşçi sağlığı, İş güvenliği, Zehirli maddeler, Teşhis-Tedavi, Kamu (halk) sağlığı, Toksikoloji, Sosyal psikoloji, Tıbbi Antropoloji, Yapı biyolojisi.

---

3 Nisan 2013 Çarşamba

Sivas Kızılırmak Havzasında Eğlendinlen Alanları Yaratma Denemeleri, 2013 Bildirileri, Çevre, Coğrafya, İmar Revizyon Planı, İnşaat, İşletme, Jeofizik, Kentsel Tasarım, Mimarlık, Mühendislik, Peyzaj Mimarlığı, Rekreasyon Planı, Şehir ve Bölge Planlama, Turizm,




Sivas Kızılırmak Havzasında Eğlendinlen Alanları Yaratma Denemeleri

Aziz Cumhur KOCALAR [1]

Özet

Sivas; 3 nehir havzasının ve 2 fay zonunun da kesişim bölgesinde yer alan, tarihi eski çağlara dayanan Hitit, Roma, Ermeni, Selçuklu, Osmanlı gibi pek çok devlete ve imparatorluklara başkentlik yapmış, ahşap konakları yok edilmeden önce kent merkeziyle sayılı kadim bir kentti. Kırsal yerleşimlerinde ise oldukça zengin kültürel izlere rastlamak halen mümkündü. Tarihi kent merkezi eşine az rastlanır bir tarihi arkeolojik eser yoğunluğuna sahip olmasına karşın, şehir merkez ilçesi belediye meclisinde, son yıllarda onay süreçlerine hızla sokulan binlerce imar planı tadilatıyla tarihi kent merkezi artık tanınamayacak hale geldi. Kentin eski sahiplerini bile, yitirilen kültürel değerlerle birlikte, küstürecek derecede hızla çehre değiştiriverdi. Özellikle, Sivas Merkez ilçe Aksu deresi civarı son yıllarda eğlendinlen amaçlı ilk ciddi kentsel düzenlemeleri yaşadı. Bu girişimlerin paralelinde yüksek katlı yapılaşmanın da, bugüne kadar örneği görülmeyecek derecede önü açılıp, bölge soylulaştırıldı. Kızılırmak Havzasına 2-3 km'lik yakın denilebilecek bir mesafede bulunan yapay dere yatağının yakınlarında gerçekleşen bu yapılaşmada, zemin elvermediği için inşaatlarda maliyetlide olsa, yer yer göstermelik fore kazık temeller kullanıldı. Bu bölgeye yine yakın çevrede bulunan Eski Sanayi Sitesinde ise, mülk sahipleri kısmen ikna edilerek, kısmen de kamulaştırma yoluyla, 33 kata kadar varan aşırı yüksek bir yapılaşma düşünülen bir kentsel dönüşüm projesi ile bölgeye oldukça fazla bir yoğunluk getiriliyor. Ülke genelinde eşine az rastlanır yüksek getirili böyle bir kentsel dönüşüm projesini gerçekleştirilme yoluna gidilmiş olması diğer Anadolu kentleri açısından da emsal teşkil edecek kadar ilgi çekici. Öyle ki, sitedeki esnaf mülk sahiplerinin 1/3'ten fazlası halen projeye karşı durumdalar ve projeye yürütmeyi durdurma kararı bile aldırıldı. Bölgede mülkler, belediyenin verdiği 2.6 değerin yerine çok daha üstünde aslında oldukça büyük rakamlara (10 misli değere) tırmandığından, mülk sahiplerinin mülkleirni devretme konusunda bu yeni değere yakın beklentileri de haliyle korunuyor. Böyle olunca da, diğer grup gibi belediyeye derhal muvafakat vererek, mülklerini devretme yanlısı olmayanlar da çıkabiliyor. Diğer yandan, zamanında yer yer taşmalar göstermiş nehir yatağındaki tarım topraklarının yitirilmemesi için ise, su taşmalarını önleyici 60’dan fazla duvar düşünülmüş ve artık son yıllarda ise yukarıdaki bu projelere paralel başka ıslah çalışmalarının da varlığı gerekli olmuştur. Nehrin diğer yakasındaki Cumhuriyet Üniversitesi'nin bulunduğu yerleşkede ise, yüksek katlı ve hacimli eski bir hastane binası bulunuyor ve zemininden sürekli su çıktığı için, suyun pompalarla tahliye edilmesi gerekiyor. Binanın işletim giderleri ise, yapının hantallığından ve kutu şeklindeki eski tip mimarisinden tahmin edilebilir. Ayrıca yerleşkedeki çoğu eski binalar kullanılamaz durumda boşaltılmış ve yıkılamadan bekletiliyor iken, şimdi nehrin bu yakası da, olası villalaşma sürecine sokularak, değeri arttığından, tartışmalı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı (ÇDP) ve 1/5000 ölçekliden sonra, 1/1000 ölçekli imar planları da gündemde yerini almış gözüküyor. Bu baş döndürücü süreç; ülkedeki kentsel dönüşüm rüzgârıyla, tarihi Sivas kent merkezini ve tüm geçmiş kültürlerinin izlerini de hızla silerek ilerleyeceğe benziyor.
Anahtar kelimeler: Şehir ve Bölge Planlama, Peyzaj Mimarlığı, Turizm ve Rekreasyon, Mühendislik, Coğrafya, İmar Revizyon Planı, Çevre Düzeni Planı, Mimarlık, İşletme,  İnşaat Mühendisliği, Kentsel Tasarım, Jeofizik Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği.

2013 Bildirileri, Çevre, Coğrafya, İmar Revizyon Planı, İnşaat, İşletme, Jeofizik, Kentsel Tasarım, Mimarlık, Mühendislik, Peyzaj Mimarlığı, Rekreasyon Planı, Şehir ve Bölge Planlama, Turizm,

Haberler: MÜLKİYET ve İMAR HAKLARININ AKTARIMI, 2010 ETKİNLİKLERİ

Geçmiş Gözlem ve Okumalar (Blog Listesi)

SOSYAL SORUMLULUK SİTELERİMDEKİ TEMEL İÇERİK:

. Academic IDs (Profiller- List of Publications/Papers&Proceedings)
. İmar haklarının aktarımı (devri) metodolojim
. Taşınmaz haklarına giriş
. Kültür ve Tabiat Varlıkları Hukukuna giriş
. Şehircilik tezlerine genel bakış
. İstanbul mekanından izlenimler
. Yenilenebilir Enerji (Yinelenmeye ironik yaklaşım!)

Tarihi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma

İSTANBUL TARİHİ KÜLTÜREL VE DOĞAL VARLIKLAR, SOSYOLOJİ BOĞAZİÇİ SİTLER Cumhur KOCAL AR

TEZ ŞEHİR ve BÖLGE PLANLAMA KORUMA YENİLEME MSGSÜ YTÜ İTÜ FBE İST DR.Y.MÜH.CUMHUR KOCALAR

YENİLENEBİLİR ALTERNATİF GÜNEŞ, RÜZGAR, BİYOKÜTLE ENERJİ Renewable Energy Cumhur Kocalar TR