Jeolojik Miras Envanteri Toplantısı
5-8.Haziran.2012
Cumhuriyet Üniversitesi - Sivas
Cumhuriyet Üniversitesi - Sivas
Sivas Örneğinde Tarihi, Jeolojik, Doğal, Kültürel Miras,
(Jeosit, Jeomorfosit, Jeopark, Jeotop, Jeoçeşitlilik)
Yerel Ortak Bilinç ile Jeoturizm Kalkınma Potansiyeline Yönelik
Yeni
Kırsal Kalkınma Planlaması Yaklaşımları
Aziz Cumhur KOCALAR [i]
Tüm Anadolu'nun barındırdığı kültürel miras ve daha uzun sürelerde
oluşagelmiş tarihi jeolojik miras (özellikle fay hattı ve kırıkları geçen bazı
yörelerimizin mevcut ilginç doğal potansiyeli) jeoturizm faaliyet unsurlarıyla birlikte
düşünüldüğünde; yerel kalkınmada çok önemli bir gelir sağlayabilecek potansiyel
karakteristik özelliklere sahiptir. Bu tür farklı riskleri de(heyelan, su
basması vb.) barındıran bölgelerdeki düzensiz yerleşimlerin artık bu açıdan,
kontrol altına alınabilmesi de zaten, son günlerde depremlerle birlikte ülke gündemine
gelmiş ve yasal düzenlemelerde gerçekleşmiş gözükmektedir. [1]
Ancak bu potansiyel, uygun ve planlı yatırımlarla
korunup-kullanılabilecek şekilde hayata geçirilince, gerek yerel halkın gerekse
yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olabilecek mekânların kolaylıkla
yaratılabileceği görülecektir. Zaman zaman ziyaret akınına dahi uğrayabilecek
bu tür cazibe merkezlerinin birçok açıdan değerlendirilerek, sağlıklı bir
şekilde planlanması da gerekmektedir. Bu alanların bu yönde çalışan Şehir ve
Bölge Planlama disipliniyle birlikte, farklı disiplinlerden uzmanlarca öncelikle
sınırlarının belirlenip, ilgili kurullarca tescil edilip, sit (Doğal,
Arkeolojik, Kırsal, Kentsel, Karmaşık Sit, “Jeosit”, "Jeomorfosit") ve diğer tanımlara ("Jeopark", "Jeotop", "Jeoçeşitlilik") uygun olarak mekansal tescillerin yapılarak kamuoyuna ilan edilmesi ve jeoturizme katkı sağlanması için halkın bilinçlendirilmesi beklenir. Bu konularla ilgili doğa ve kültür eğitimlerine de ayrıca okullarda ağırlık verilmesi önemli başka bir sorun alanını şeklinde halen karşımızda durmaktadır. Yerleşim yerine özgü imar sorunlarında ise, mülkiyet ve imar
haklarının aktarılmasına yönelik imar uygulama aracı kullanmak mümkündür. [2]
Daha sonra farklı kullanımlar açısından, bilimsel
yaklaşımlara da uygun sınırlar içinde bu alanların planlanarak, çeşitli donatılarla
zenginleştirilmiş dinlenme ve eğlenme olanaklarına sahip olacak şekilde hazırlanması
sayesinde, disiplinler arası paralel çalışmalarla geliştirilebilecek ortak bir
koruma bilinci oluşturulması da mümkün olacaktır. Bu yaklaşım sayesinde, ayrıca
okullarda ders programlarında özel eğitsel gezi çalışması olarak
gerçekleştirilebilecek doğa eğitimleri de planlanabilir. Böylece yaratılacak yeni
farkındalık yaklaşımları ışığında, doğal ve kültürel mirasın gelecek kuşaklara da
aktarılması mümkün olacaktır.
Turizmin geliştirilmesi de zaten, ancak bu ortaya
çıkarılacak ilgi odakları sayesinde, ama güncel gereksinimleri de karşılamaya
yönelik ulaşım, tesis ve hizmet yatırımlarıyla birlikte gerçekleşmektedir. Tabi
bu planlı gerçekleştirilmesi beklenen yatırımların, çevreye uyumlu bir şekilde
veya mevcutların ise kolaylıkla bu hale getirilebilecek tarzda, öncelikle bilimsel
yaklaşımlara paralellik sağlaması son derece önemli olup, birçok farklı türde mekânsal
ilgi odağı yaratılması da ancak bu ilişkiselliklerin fark edilmesi ve üzerine
çalışılması ile söz konusu olabilecektir. Örnek: Somuncu Baba, Darende, Malatya.
[3]
İşte böylesi bir bütünlük içerisinde yaratılacak, söz
konusu eğlendinlen (rekreasyon) alanlarının, planlı bir tarzda düzenlenip
geliştirilebilecek ilgi odakları sayesinde, kullanımları da artan nüfus ile
birlikte, her geçen gün daha da kabul gören bir nitelikte önemsenir olabilecektir.
Ancak bu sayede, sürdürülebilirlik ilkesinin de gerçekleştirilebilmiş olacağı
açıktır. Aksi halde, baştan geleceği belli olan ihalelerle başlayan ve uzun
süreli sözleşmelerle bir nevi işgallere kadar varan, hatta yerel halkı dahi
bıktıran, bu anlamsız uzunlukta ve nitelikte denetimsiz işleyen süreçlerin sonu,
ülkemize sürekli zarar getirmekte ve dünya çapında büyük bir saygınlık kaybının
oluşmasına yol açmaktadır.
En güzel ve en değerli olan hatta insanlığın ortak mirası şeklinde
kabul görüp korunması beklenilen bu alanların, yetkin olmayanlarca yönetilip,
geçici ama neredeyse kalıcı kötü kullanımlarla, mülkiyetlerinin bile ele geçirilmiş
sayılabileceği, eski mevzuatın acilen yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Artık
bu yolda deneyimsiz ve bariz kötü bir işletmecilik anlayışıyla sürekli karşılaşılmasına
asla göz yumulmamalıdır. Bir türlü başarılamadığı düşünülen ve bu şekilde hiç işleyemeyecek
olan turizmle, bir yerlere varılamayacağının da zaten yeterince anlaşılmış
olması beklenir. Bu konularda toplumsal bir bilinçte uyandırılamadığı takdirde,
uygar ülkeler düzeyine de erişilemeyeceği açıktır.
Ancak bu alanların varlığı öncelikle, ulaşımsal geçiş güzergâhları ile uyumlu tasarımların gerçekleştirilmesini gerektirir. Bu sayede yeterince,
sorgusuz ve hızlı ilerleyen yol yapımındaki tahribatlar önlenerek, söz konusu
çevreler koruma altına alınmaya başlanabilecektir. Alanların resmi kurumlarca
keşfi ve tescili, genellikle çok geç gerçekleşebildiği için, ayrıca kurumlar
arası eşgüdümsüzlüğünde bizzat tahribatları yaratıp, hatta arttırabildiği
unutulmazsa, söz konusu geriye dönüşü olanaksız kayıpların önlenme potansiyeli
de gözler önüne serilebilecektir.
Bu çalışmaların yanı sıra, manzara noktaları ve görsel
dinlenme duraklarının yaratılması ve yukarıda söylenenlerin gerçekleştirebilmesinin
en öncelikli yolu; çevreyi koruma hakkında farkındalık yaratmaya, bu projelerle
birlikte okullarda ve yerel çevrede paralel olarak başlanılabilmesidir. Zamanla
çevresel düzenlemeleriyle daha da geliştirilebilecek olan bu süreçlerde, disiplinlerarası
katkılara açık bir bilinci oluşturacak tarzda, halkın da katılımını destekleyen
bilimsel yaklaşımların kullanılması gerektiği hiç unutulmamalıdır.
Jeolojik mirasın korunması (Jeosit, Jeomorfosit, Jeopark, Jeotop, Jeoçeşitlilik) ve Jeoturizmin geliştirilmesiyle tüm
bu kırsal kalkınma potansiyellerine karşın, eşgüdümsel gecikmelerden
kaynaklanan olası tahribatları önleme yaklaşımlarının hayata geçirilmesi de, ancak
bu ortak bilincin geliştirilmesiyle mümkün hale gelecektir. Özellikle Doğa Tarihi Müzelerinin sayısının arttırılması da bu anlamda önemli bir girişim olacaktır. Ayrıca (Kula Jeoparkı örneğindeki gibi), ziyaretçi merkezlerinde farklı yaş guruplarındaki öğrenci ziyaretçiler için tematik olarak düzenlenmiş rehberli tur ve doğa eğitimi hizmeti sunulması da mümkündür. Kısacası bu çalışmada
disiplinler üstü bir nitelik taşıyan, söz konusu ortak koruma bilincini geliştirmenin
yollarını, birlikte irdeleme ve üzerine yöntem arayışlarıyla birlikte, kırsal
kalkınma hamlelerinin gerçekleştirilmesinde bu ortak yaklaşımların, gecikmiş
olan güncel varlığı yeniden sorgulanmaktadır.
Anahtar:
Şehir ve Bölge Planlama,
Kentsel Koruma ve Yenileme, Kentsel Planlama, Kırsal Planlama, Doğal ve
Kültürel Miras, Jeosit, Jeopark, Jeoturizm, Turizm, Çevre Düzeni Planı, Sit alanları, Mülkiyet ve İmar Haklarının
Aktarımı, Yeni planlama yaklaşımları, Kalkınma planları, Enerji .
[1] Kocalar,
A.C. (2011). “Afetlere Karşı Önlemlerle, Kentsel Koruma, Yenileme ve
Dönüşümlerde İmar Planı Uygulamalarıyla Sınırlandırılan Mülkiyet ve İmar Hakları
Aktarım Modeli (MİHAM) Önerisi”, Kentsel ve Bölgesel Araştırmalar 2.
Sempozyumu, “Planlamanın Dünü, Bugünü, Yarını: Planlamada Yeni Söylem
Arayışları”, Kentsel ve Bölgesel Araştırmalar Merkezi (KBAM) ODTÜ Ankara. 8-9
Aralık 2011. s. 105-116.
[2] Kocalar, A.C., (2010), “Evaluation of Environment and Living Rights of
Ecological Systems while Transferring of Property and Development Rights”, 1.
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture,
6-8 December 2010, İstanbul, Türkiye.
[i]
Assist. Prof. Dr., Cumhuriyet
Üniversitesi, M.Fak. Şehircilik Dr. / Y.Müh. / İşletmeci
(Ph.D. / M.Sc. / B.Sc. / B.A.) Yenişehir mah. 58140 Merkez, Sivas. ackocalar@cumhuriyet.edu.tr
,
+90 536 392 71 22 http://azizcumhurkocalar.blogspot.com/